Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “AB üyesi ülkelere diyorum ki, şuanda Ukrayna ile ilgili gösterdiğiniz hassasiyeti lütfen Türkiye için de gösterin. Yoksa Türkiye’ye de birileri savaş açıp saydırdığı zaman mı Türkiye’yi gündeme alacaksınız”
“Çağrımız hem Rusya’ya hem Ukrayna’ya, bir an önce ateşler kesilsin ve gerek Rusya gerek Ukrayna burada dünya barışına güzel bir katkıda bulunsun”
“Demokrasimize kast eden ve 251 vatandaşımızı alçakça şehit eden bu terör örgütünün varlığının sonlandırılması büyük önem arz ediyor. Değerli mevkidaşıma dostluk ve kardeşlik hukukumuz temelinde atılmasını arzu ettiğimiz adımlara dair haklı beklentilerimizi ifade ettim”
ANKARA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “AB üyesi ülkelere diyorum ki, şuanda Ukrayna ile ilgili gösterdiğiniz hassasiyeti lütfen Türkiye için de gösterin. Yoksa Türkiye’ye de birileri savaş açıp saydırdığı zaman mı Türkiye’yi gündeme alacaksınız?” dedi.
Resmi bir ziyaret için Ankara’ya gelen Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani – Sadriu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan, baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı için kameraların karşısına geçti.
Görüşmelerde Türkiye-Kosova arasındaki süreci etraflıca değerlendirme imkanı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Balkanlar ve Ukrayna başta olmak üzere bölgemizde yaşanan gelişmeler hakkında fikir alış verişinde bulunduk. Siyasi ilişkilerimizin yanı sıra ekonomi, ticaret, enerji, savunma sanayi, kültür, eğitim, sağlık ve terörle mücadele alanlarında işbirliğimizi ilerletmek amacıyla neler yapılabileceğini istişare ettik. Kosova’nın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve siyasi bütünlüğüne atfettiğimiz değer malumdur. Kosova’yı tanıyan ilk ülkelerden biri olarak her alanda Kosovalı kardeşlerimize destek verdik. Kosova’nın kalkınmasına, uluslararası alanda hak ettiği yeri almasına büyük önem veriyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin de katkılarıyla Kosova halkının refahının artmasından memnun olduğunu ifade eden Erdoğan,”2004 yılından bu yana Kosova’da faaliyet gösteren TİKA, 700’e yakın projeyi gerçekleştirdi. Türk firmaları bugüne kadar Kosova’ya 400 milyon Euro’ya varan yatırım yaptı. Firmalarımız enerji sektörü başta olmak üzere birçok alanda Kosova’daki yatırımlarını artırmaya hazırdır. 2019 yılında yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşması ile birlikte ticaret hacmimizde olumlu bir seyir yakalanmıştır. Kosova’nın da Türkiye’ye ihracatı artmaya başlamıştır. Ticaret hacmimiz salgına rağmen geçtiğimiz sene yüzde 52’nin üzerinde artarak 600 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. Dünyamızın salgının etkisinden kurtulmasıyla birlikte bu rakamın yükseleceğine inanıyorum. Kosova Türk Toplumu, Kosova ile ilişkilerimizin beşeri boyutunu teşkil ediyor. Soydaşlarımızın hayatın her alanında Kosova’nın gelişimine yaptığı katkıyı takip ediyoruz. Bölgemizdeki ve ötesindeki tüm aktörlerin bölgesel barış ve istikrarı öne çıkarması elzemdir. Türkiye Kosova’nın tüm komşuları ile iyi ilişkiler geliştirmesini istemekte, Priştine-Belgrat Diyalog Sürecini desteklemektir. Sürecin bölgede kalıcı barış ve istikrarı sağlayacak şekilde kapsamlı bir anlaşma ile nihayete ulaşması samimi arzumuzdur. Bölgesel barış ve istikrar için elimizden gelen gayreti göstermeye hazır olduğumuzu vurgulamak istiyorum” şeklinde konuştu.
Görüşmelerde FETÖ ile müşterek mücadeleyi de ele aldıklarının altını çizen Erdoğan, “Demokrasimize kast eden ve 251 vatandaşımızı alçakça şehit eden bu terör örgütünün varlığının sonlandırılması büyük önem arz ediyor. Değerli mevkidaşıma dostluk ve kardeşlik hukukumuz temelinde atılmasını arzu ettiğimiz adımlara dair haklı beklentilerimizi ifade ettim” ifadelerini kullandı.
“Kosova’nın dünya genelinde tanınmasına yönelik her türlü adımları attık”
Kosovalı bir gazetecinin “Dünya lideri olarak gücünüzü biliyoruz. Kosova’nın NATO’ya üye olması için yardımcı olacak mısınız? Kosova’nın ülke olarak tanınması için çabalarınız olacak mı?” sorusuna cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Bildiğiniz gibi Kosova’nın tanınması noktasında ilk adım Amerika tarafından atılmıştır. O zamanlar ben Başbakan’dım ve Kabine toplantısındaydık, haberi aldık ve ikinci tanıyan ülke Türkiye olarak biz olduk. Ondan sonraki süreçte de Kosova’nın dünya genelinde tanınmasına yönelik her türlü adımları attık. Ben dünyadaki başbakan dostlarımla, dışişleri bakanlarım, onlar da muhatapları ile çalışmalar yaparak Kosova’nın tanınması sürecini hızlandırdık. Hala da buna devam ediyoruz. Şimdi de yine aynı şekilde tanınmasını sağlayacağımız bazı ülkelerle görüşmelerimiz devam ediyor. İkili görüşmede değerli kardeşim Osmani bazı ülkelerin adlarını bana verdi, onlarla görüşmeler yapıp, onların da tanımasını, bu konuda Kosova’yı tanımak suretiyle dünyada Kosova’yı tanıyan ülke sayısının artmasını sağlayalım, bu çalışmayı devam ettirelim diye. NATO konusuna gelince, NATO’nun önemli bir üyesi olarak Türkiye’nin bu konuda bir sorunu yoktur. Biz Kosova’yı tanımakta bir yerlerden izin almamıza da gerek yok, biz Kosova’yı tanıma noktasında adımlarımızı atarız ve NATO’nun bir üyesi olarak Kosova’yı tanırız.”
“Türkiye’ye de birileri savaş açıp saydırdığı zaman mı Türkiye’yi gündeme alacaksınız?”
Ukrayna’nın AB’ye üyeliği ile ilgili gelişmeler ve AB’nin Türkiye’ye karşı olumlu mesajlarının hatırlatılması ve bu çerçevede Türkiye’nin AB’ye tam üye olması noktasında bir beklenti olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, 1959 ve 1963 yıllarının Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecindeki oyalama taktiklerinin olduğu dönemler olduğunu belirtti. Erdoğan, “O günden bu güne maalesef Türkiye AB’ye kabul edilmedi. Şuanda Ukrayna ile ilgili bir gündem oluştu ve Ukrayna’yı AB’ye alma süreci… Biz kimseyi AB’ye alın almayın gayreti içine girmeyiz. Biz kendimizden sorumluyuz. Fakat şuanda Ukrayna’yı AB’ye alma gayretlerini de doğrusu taktirle karşılıyoruz. Bu güzel bir gelişme. Bu AB üyelerine ben diyorum ki, acaba Türkiye’yi niçin AB’ye hala almakta endişe ediyorsunuz, tereddüt ediyorsunuz veya almıyorsunuz? NATO konusunda bizim duruşumuz belli. Biz genişlemesine engel olan bir ülke değiliz. Tam aksine biz NATO’da da genişlemenin faydalı olacağını hep savunduk. Bu adımları atarken bunu dünya barışı için istiyoruz. Dünya barışına ne denli katkıda bulunabiliriz bunun için istiyoruz. Ama AB konusunda ben tekrar AB üyesi ülkelere diyorum ki, şuanda Ukrayna ile ilgili gösterdiğiniz hassasiyeti lütfen Türkiye için de gösterin. Yoksa Türkiye’ye de birileri savaş açıp saydırdığı zaman mı Türkiye’yi gündeme alacaksınız? Şuanda AB üyesi ülkeler içinde savunma sanayinde işbirliği yapmamız gereken ülkeler var. Bu ülkelerin birçoğu aynı zamanda NATO üyesi. Türkiye’de bir NATO üyesi. Türkiye’ye savunma sanayi işbirliğinde yaklaşmayan, uzak duran… Biz beraberiz, müttefikiz. Türkiye’ye vermeniz gereken araç, gereç, mühimmat, bunları niye vermiyorsunuz? Vermiyorlar. Bir savaş mı çıksın, bunu mu bekliyorlar? Bunlar samimi değiller. NATO üyeleri de sadece laf üretiyor, AB üyeleri de laf üretiyor. Demek ki, Ukrayna’nın başına gelen bu tür sıkıntıları, Zelenski konuşmasını yapıyor ve AB’de, parlamentoda ayakta alkışlıyorlar, güzel bir gelişme. ‘Bir musibet bin nasihatten evladır’ diye bir sözümüz var ya, hep bunu bekliyorlar ama Türkiye bunları beklemiyor. Türkiye her zaman duruşunu koruyan bir ülke ve her zaman mazlumun mağdurun yanında olan bir ülke. Çağrımız hem Rusya’ya hem Ukrayna’ya, bir an önce ateşler kesilsin ve gerek Rusya gerek Ukrayna burada dünya barışına güzel bir katkıda bulunsun” açıklamasında bulundu.


